-
1 katı yürekli
безжа́лостный -
2 katı
густо́й* * *I1) твёрдый, жёсткийkatı toprak — твёрдая земля́
katı ve sulu gıdalar — твёрдая и жи́дкая пи́ща
2) перен. суро́вый, круто́й, ре́зкийkatı bir insan — суро́вый челове́к
katı önlemler — жёсткие ме́ры
katı yürekli — жестокосе́рдный, безжа́лостный
3) хим., физ. твёрдый; пло́тныйkatı cisim — твёрдое те́ло
••- katı söz- yumurta pişmiş yumurta II -
3 سنگ دل
katı yürekli
См. также в других словарях:
katı yürekli — sf. Acıması olmayan, acımasız (kimse), katı kalpli … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı — 1. sf. 1) Sert, yumuşak karşıtı Bu hâl, onu ilk defa giyilen katı gömlek gibi sıkıyordu. F. R. Atay 2) mec. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim Katı yürekli. Katı davranış. 3) mec. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürekli — sf. Tehlikeyi korkusuzca karşılayan, hiçbir şeyden korkusu olmayan, gözü pek, babayiğit, koçak, cesaretli, cesur, cüretkâr Fakat onlar da aralarında hiçbir delikanlıyı ona eş olabilecek kadar yürekli bulmuyorlardı. H. E. Adıvar Birleşik Sözler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı kalpli — sf. Katı yürekli (kimse) … Çağatay Osmanlı Sözlük
katı yüreklilik — is., ği Katı yürekli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
taş yürekli — sf. Katı yürekli, acımasız, taş kalpli Ana leyleklerin hepsi böyle taş yürekli mi olurlar? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
acımasız — sf. 1) Acıma duygusu olmayan, katı yürekli, merhametsiz 2) zf. Acıma duygusu olmadan, merhametsizce Bomboş, acımasız bakan gözler, sert ince dudaklı ağız... N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
cellat — is., dı, Ar. cellād 1) Ölüm cezasına çarptırılanları öldürmekle görevli olan kimse 2) sf., mec. Acımasız, katı yürekli, kolaylıkla suç işleyen, zalim Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cellat gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
duygusuz — sf. 1) Duygusu, duyarlığı olmayan, hissiz Alığa döndüm, bir çuval pamuk kadar duygusuzum. A. Gündüz 2) Katı yürekli, umursamaz, hissiz Sakin hatta donuk, bütün durumlarda duygusuz görünür o... T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
gaddar — sf., Ar. ġaddār Acıması olmayan, başkalarına haksızlık eden, merhametsiz, katı yürekli, insafsız davranan, kıyıcı Onu sevenler, farkında olmadan acı, insafsız ve gaddar bir sevginin zindanı içinde eziyor, sıkıyor, boğuyorlardı. S. Ayverdi Atasözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
hınzır — is., esk., Ar. ḫinzīr 1) Domuz 2) sf., mec. Katı yürekli, kötü düşünen, gaddar Bırak beni ... Şu hınzırı geberteceğim diyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 3) sf., mec. Genellikle hoşa giden bir davranışta bulunan (kimse) Dilber de bir kurum, bir eda. Bir … Çağatay Osmanlı Sözlük